Atina: Sana bir tepeden baktım Atina!

0 Paylaşımlar

Atina, yanıbaşımızdaki çok bizden, çok tanıdık bir komşu; bu kadar geç geldğimiz için üzgünüm ama geldik işte… Atina rotanız varsa ve sadece merkezi gezecekseniz sanki maksimum 2 gece yeter gibi, yok biz yazın geldik buradan adalara geçeceğiz ya da Meteoraya gideceğiz derseniz ona göre daha uzun süre ayırmanız gerekebilir. İstanbul’dan uçuşumuz 50 dakika civarı sürdü; biletlerimizi kampanyadan almıştık.

Havalimanın – Merkez Ulaşım:

Atina Metro/Tren haritası

Havaalanından Atina merkeze en rahat ulaşım olarak treni yazdığı için herkes, biz de Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek olmadığına karar vererek daha hızlı diye tren seçtik, havaalanı içindeki tren tabelalarını takip ederek tren istasyonuna ulaşabilirsiniz, zaten istasyon ve havalimanını birbirine bağlayan köprüyü göreceksiniz dışarıdan gidiyorsanız. Buradaki bilet makinelerinden ister tek yön ister gidiş-dönüş biletinizi alabilirsiniz, kredi kartı ve nakit kabul ediyorlar. Bazı gezi bloggerları gidiş-dönüşün daha ucuz olduğunu söyleseler ve mantıken olması gereken bu olsa da gidiş dönüş almaya kalktığınızda 3 gün süreli ve 20 Euro olarak çıkıyor bilet ama tek yön aldığınızda 9.5 Euro. Biletinizi bastırtıktan sonra hem trene inerken hem de çıkarken okutmayı unutmayın. Biz trenle Syntagma durağında indik, pek çok kişi de orada inip başka metro hattına transfer yaptı.  Havaalanı merkez arası diğer bir seçenek de X95 numaralı, bizim eski körüklü otobüsler gibi olan belediye otobüsünü kullanmak.Kısa bir not, tren dediği saatte gelmedi, bayağı bekledik ve yol gene de çok uzundu, 14-15 istasyon, açıkcası ulaşım gene nereden baksanız 1 saat sürdü, kendinizi özellikle dönüşte o şekilde ayarlayın lütfen.  Bir diğer ulaşım da özel transfer ya da taksi seçeneği, özellikle 4 kişi iseniz ya da daha fazla özel transfer düşünebilirsiniz bence.

Atina Konaklama- Nasıl Seçelim?

Atina Gezilecek Yerler Haritam

Konaklama için nereler seçilmeli derseniz, her yer birbirine çok yakın aslında; yukarıdaki harita benim çeşitli bloglardan vs hazırladığım gezilecek ve yenilecek yerleri gösteren haritam, görüldüğü gibi çoğunlukla her yer birbirine çok yakın, haritada en uzak gözüken nokta bile benim bu gezideki sakat ayağımla yürümemle yarım saat sürüyordu.

Okuduğum ve güvendiğim çoğu blogda en uygun konaklama yerleri olarak hep aynı bölgeler öneriliyordu ve ben Syntagma bölgesinde karar kıldım, her şeyin tam ortası diyebiliriz; otelimiz Athos Otel, 3 yıldızlı ve çok küçük bir otel olmasına rağmen hem metro çıkışından 5 dakikada ulaşabilmek hem de manzarası ve temizliği ve de daha da önemlisi fiyatı (2 gece 2 kişi 130 Euro) gönlümüzü çaldı; şöyle söyleyeyim, bu bölgede kalırsanız yüzünüzü caddenin aşağısına doğru çevirirseniz sol tarafınız Monastiraki sağınız Plaka ve Acropolis oluyor ve hemen hepsi 5-10 dakika yürüme mesafesi. Ayrıca açıkcası Monastiraki bölgesinde -özellikle bazı sokaklar- çok kalınacak gibi gelmedi bize, 70-80 ler Türkiyesi gibiydi, biraz Tahtakale havası vardı . Plaka ise belki her taraftan gelen müzik /restoran sesleri ile size uymayabilir. Ev tutacaksanız da çok nezih bölgeler var belli,yerli halkın yaşadığı (mesela Kora Bakery ye giderken geçtiğimiz yerler) ama oralar da sürekli dolaşmak istediğiniz yerlere uzak kalacaktır.

Otelimizden manzaralar:

Atina’da Nerelerde Yiyelim?

Nerelerde Yiyelim konusu bence çok göreceli, herkesin damak zevki ve beklentisi farklı olabiliyor, tabiki ben de bir sürü hesapta -yerli & yabancı- yazılanlardan koca bir liste çıkardım ve ne yalan söyleyeyim o listeden çok kafamıza göre takıldık, kimine bu sakat ayağımla gittik ama bize hiç ışık vermedi (ve evet milletin tabaklarına bile baktık geçerken) kiminden geçerken aç değildik vs dolayısı ile boşverin listeleri, beğendiğiniz yerde oturup yiyin için. Atina bizi yemek konusunda çok tatmin etmedi açıkçası, adalardaki ve Dedeağaçtaki lezzeti, çeşitliliği bulamadık, her taraf kebapçı gibiydi, deniz ürünleri olan yerler de tatmin edici değildi.

Bizim denediğimiz yerler, ilk gece ve son öğlen, Thanasis Restaurant Monastiraki idi ve dört şişten oluşan Thanasis Kebap aldık ana yemek olarak. Döneceğimiz gün ise gene orada bu sefer suvlaki yedik, şu da akılda tutulmalı, pazar öğleden sonra tüm Yunan halkı, genci yaşlısı bu sokakta oluyor sanırım, her yer aşırı kalabalıktı. Burada suvlaki sipariş verirken cacıki ile istemeyi unutursanız otomatik sarı bir sosla getiriyorlar, biz bilmiyorduk siz yapmayın, caciki ile isteyin.Porsiyonların büyük olduğunu lütfen hatırlayarak sipariş oluşturun. Bu sokağın tamamı restoran ve hatta neredeyse tamamı Thanasis olarak geçiyor, akşamları gelirseniz aralarında müzikli olanlar da var. Fiyatlar bize ortalama geldi, yarım litre bira 3.5 Euro, 4 parçadan oluşan dana köfte şiş porsiyon 10.90 Euro diye düşünün.

 

Thanasis’in olduğu sokağın pazar öğlenki görüntüsü/kalabalığı aynen aşağıdaki gibi:)

İkinci akşam yemeğimizi ise direk Plaka‘daki tavernalardan yana kullandık; mükemmel oldukları için değil, turist olarak ilk defa giden insanlar olarak ara sokaklarda çöplere bakan masalarda muhteşem olduğu söylenen, bize göre ise Tahtakale ara sokaklarındaki esnaf lokantası misali yerler yerine turistik ama ortalama lezzetli ve düzgün servisli, gelen geçeni seyredeceğimiz ve hatta isteyene çalgılı, sirtakili mekanlardan yana kulandık, pişman değiliz:) Biz meydandaki Byzantino Restaurant‘a oturduk ve memnun kaldık; aynı meydanda pek çok restoran var. (bebek kalamar çok iyiydi bu arada, ızgara sandık bir an, o kadar da hafifti)

Bunun dışında tavsiye edilen diğer yerler; Kyklamino (burası Monastiraki’de Bit Pazarı içinde, muhabbet ettik ama yemek yiyemedik, toktuk), Karamanlidika (gittik ama o an için bize hitap etmedi, herkes güzel olduğunu söylüyor, pazar günü kapalı), Barbounaki (yorumlar gidip-geliyor, gitmedik), Dexameni Kolonaki (yereller önermiş, gitmedik), Atlantikos fish Restaurant (yerliler önermiş ama Tahtakalede yiyormuş izlenimi verip masalarda da sadece yağda pişmiş balık& karides görünce turist olarak bizi açmadı, yerlisi olsak arada giderdik belki), şayet müzikli tam bir Yunan tavernası istiyor ve fiyatın yüksek olması (diğer yerlere göre epey yüksekti) sizin için uygunsa instagramda severek takip ettiğim @kouzinology de gördüğüm Stamatopoulou yu mutlaka listenize alın; üst düzey bir taverna gecesi yaşatacak bir yer.

Pastane kültürü, en azından Kuruvasan kültürü fazla gelişmiş, biz gene çok tavsiye edildi diye kalktık cumartesi sabah Kora’ya gittik, baştan söylemeliyim, bizim kaldığımız civarda kalırsanız ters tarafa ve yokuş yukarı yürüyeceksiniz, aslında gitmişken insan ‘bu kadar yol geldim en az 2-3 tane yemeliyim’ diye düşünüyor ama 1 tanesi yetiyor, güzel ama ben bu sakat ayakla o kadar yol yürümesem iyiydi. Burası bildiğiniz fırın, bizden önce giden herkes ‘bademli kuruvasan’ övüp durmuştu, bundan istiyoruz diye tutturdum ama malesef yapmıyoruz artık, elmalı var dediler, sizin olsun dedim:) Genelde yerli halk gelip alıp gidiyor, ekmeğini vs ya da bizdeki Getir elemanları gibi elemanlar sürekli paket alıp gidiyor, belki otelinizden de sipariş edebilir ve oraya kadar gitmeyebilirsiniz? Biz kahvemizi de ordan alıp 2 oturma bankından birine oturup şipşak kahvaltı işini hallettik ve hatta yanınızda su şişeniz varsa ücretsiz doldurabileceğiniz çeşmesi de var (nereden açılıyor diye aramayın, yazıyı okuyun ve aşağıdaki pedala basın:))

Kora civarına gittiyseniz çok methedilen Black Salami Bakery‘ye de uğramak gerek ama benim ayağım ağrıdığı için daha fazla gitmek istemedim. Bunların dışında tavsiye edilenler Overoll Croissanterie (gitmedik), Me Kolonaki (gitmedik), Ergon House (otelimizin köşesindeydi alışverişe gittik ama yemek yemedik).

Kahve için herkes bir yerler önermiş, hepsine gitmeye kalksanız kahvecilerden çıkamazsınız sanki; biz Be Hold the man e gittik daha doğrusu Kora dönüşü uğradık, yeri heryerde polislerin, çevik kuvvetin (?) olduğu ve her an gaz atılacakmış gibi bir izlenim veren bir yerdeydi ve her taraf polis kaynarken oturanlar biz dahil rahatça kahve içiyorduk (kahve gurusu değiliz, yorumsuz).

Dondurma için de hava o kadar güzeldi ki hem cumartesi hem pazar yedik, cumartesi baktık güzel gözüküyor Da Vinci diye bir zincirden yedik ve gayet beğendik , pazar günü de daha önce birinin mükemmel dediği bir dondurmacının , Kokkion, yakınlarından geçtiğimizi görünce ondan alalım dedik ama yolunuz oradan geçiyorsa uğranır yoksa gerek var mı bilemedim (söylemiş miydim, yemek gurusu değiliz). Zaten en iyisi/en mükemmeli demek için şehirdeki pek çok yerde yemek lazım bence, o yüzden iyi olduğunu düşündüğünüz yerde yiyin gitsin:)

Atina’da barlar derseniz, her yer bar-cafe zaten; çoğunun Acropolis manzarası var. Gene methedilen barlardan ve hatta dünyanın en iyi 50 barı vs listelerinde olanlara gittik ama yer yok ve fazla kalabalık vs gelince oturmadık, giderseniz aklınızda olsun Baba au Rum, Line, The Clumsies ilk 50 arasındaki barlarmış.  Biz ortamını ve içkilerini beğendiğimiz için iki akşam da Brettos ‘a gittik, sonuçta biz turistiz:)

Suvlaki olayına gelirsek; en en en meşhur suvlakici KOSTAS; her tarafta o var, herkes onun için yenmezse Atina eksik kalır gibi yazıyor, çiziyor, koyuyor, illaki erken gidin, 3 e kalırsanız kalmıyor vs vs diyor ama ennnnn önemli şeyi söylemeyi unutuyorlar: DOMUZ hassasiyetiniz varsa ve tavuk yiyeceğinizi düşünerek gidiyorsanız boş yere gidip sıra beklemeyin, menüsünde sadece domuz ve dana suvlaki var ama dana suvlaki o kadar az ki, 11 de açılan yere 12 de gitmemize rağmen kalmamıştı. Aşırı domuz hassasiyetimiz olmamasına rağmen tavuk yemek istediğimiz için o hayal kırıklığı ile haritada Suvlaki yazan ilk yeri bulduk ve çoooook beğendik; kesinlikle tavsiyemizdir üstelik oturarak insani şartlarda yedik. Meat the Greek bizden size gönülden tavsiyedir, kurumamış, bol sulu tavuk suvlaki ve caciki sos, yeme de yanında yat:)

Atina’da sokaklarda bizdeki simitçilere denk geleceksiniz, sanırım en ucuz karın doyurma şekli, biz gezerken bir de geleneksel bir fırın bulduk ve baktık herkes alıyor, İstanbul’a getirmek dahil simit aldık, 0.60 euro idi ama söylemek lazım, tazeyken hemen yemek gerekiyor yoksa kuruyor.

Atina gezilecek yerler olarak bir sonraki yazıda görüşmek üzere, umarım kendi deneyimlerimiz sizlerin de işine yarar.

Sevgiler….

 

Yorumlar

0 Paylaşımlar