Gaziantep: Yine, Yeniden…

3 Paylaşımlar

2017 Mayıs ayında yaptığımız Gaziantep gezimizin tadı damağımızda kalınca, Pegasus ‘un Black Friday indirimden çok uyguna aldığımız biletlerle Şubat ayında tekrar ‘Merhaba Gaziantep’ dedik. Bu seferki amacımız, geçen sefer ziyaret edemediğimiz yerleri ziyaret etmek ve tadı damağımızda kalan lezzet mekanlarına tekrar giderken, bunlara yenilerini eklemekti. 2017 Mayıs ayındaki Gaziantep izlenimlerim için buraya tıklayabilirsiniz.

Kalacak yer olarak gene Eski Antep bölgesini tercih ettim, geçen sefer Ali Bey Konağı‘nda kalmış ve memnun ayrılmıştık; her yere yakın ve gayet temiz, güzel bir Eski Antep Konağı idi. Bu sefer de onun yan sokağındaki Rahmi Bey Konağı ‘nda kaldık; hemen İmam Çağdaş’ın yan sokağı, hatta odanızın penceresinden İmam Çağdaş’ın arka duvarı ve bacalarını görebilirsiniz. Her zaman dediğim gibi, benim için önemli olan, ‘bal dök yala’ olmasa da temiz ve güvenilir olması ve Rahmi Bey Konağı buna uygundu, fiyat olarak da uygundu. Kahvaltı olmaması da işimize geldi çünkü zaten Antepteyiz! Klasik market kahvaltısına boş yere ücret ödeyeceğimize her sabah istediğimiz gibi kahvaltı ettik.

Küçük bir uyarı: Şayet siz de bizim gibi akşam üzeri uçağı ile gidenlerden ve ‘akşam yemeğine Antep’teyiz’ diye düşünenlerdenseniz, dua edin de uçağınız rötar yapmasın! Bizimki çok yapmadı ama çoğu yerde ocak 21.30 gibi kapanıyormuş, biz de İmam Çağdaş bunu söylediği için konağa çantaları bırakmadan hemen yemeğe oturduk ve evet, Antep yerli halkı ne derse desin biz İmam Çağdaş‘ı seviyoruz!

İmam Çağdaş’ta akşam yemeği yiyip, midelerimiz bayram edince, eşyalarımızı konağa bırakıp bir kahve içmek için dışarı çıktık, yorgun olduğumuz için gene otelimize çok yakın olan ve pek çok yerde ismi geçen ‘Kaleoğlu Mağarası‘na gittik, dediğim gibi, Antep geceleri -en azından eski Antep bölgesinde- uzun sürmüyor, 21.30 civarında gittiğimizde kapanmak üzereydi, bizden başka kimse yoktu, kahvemizi içtik, biraz oturduk ve konağımıza geri döndük. Gaziantep’in altında pek çok tünel varmış, özellikle Milli Mücadele zamanında çok önem taşıyan ve neredeyse günlük hayatın taşındığı mağara ve tünellerin bir bölümü halen kullanımda; bunlardan biri de hemen İmam Çağdaş’tan Antep Kalesi’ne doğru yürürken göreceğiniz Kaleoğlu Mağarası. Değişik bir deneyim yaşamak için ziyaret edebilirsiniz, içerisiniz nem koktuğunu söylemek zorundayım, bir de klostrofobik olanlar rahatsız olabilir belki, gerçi çok geniş bir mağara, bunaltıcı değil. Kaleoğlu Mağarası ile ilgili daha çok bilgi almak için bu linke tıklayabilirsiniz.

Gaziantep’teki ilk akşamımızı böyle sonlandırdıktan sonra iyi bir uyku çekip, sabaha hazır olmak için konağımıza geri döndük.

Gaziantep Gezi Programı yaparken bence dikkat etmeniz ve önceden kararlaştırmanız gereken şey, nerelerde ne yemek istediğiniz. Böylece, bir plan dahilinde gezebilir ve istediğiniz şeyleri uygun zamanlarda yiyebilirsiniz. Örneğin, Mozaik Müzesini gezmeyi öyle bir ayarlamalısınız ki, hemen 5 dakika yürüme mesafesinde olan ve en güzel etleri yiyebileceğiniz Halil Usta’ya gittiğinizde kapı duvar görmeyin ya da tok olmayın(!). Benim, bizim için hazırladığım rota, biraz da bunlara dikkat ederek hazırlandı ve maximum fayda (!) sağladık.

Gaziantep’te Sabah:

Normalde ben sabah yürüyüşleri yapmayı seviyorum ve geçen sene Mayıs’ta geldiğimizde sabahlar aydınlık olduğu için 7 gibi çıkıp yürüyüş yapıyor ve o sakinlikte çok güzel fotolar çekebiliyordum. Bakınız eski Antep yazısı… Bu sefer sabahları karanlık olduğu için odada havanın aydınlanmasını beklemek çok sıkıcı idi:) Alttaki foto bizim konağın sokağı…

Gaziantep’te kaç sabah kalacağınıza bağlı olarak sabah kahvaltı alternatiflerinizi belirleyebilirsiniz. Biz ilk sabah meşhur Tostçu Erol‘a gittik, zaten konağımıza 5 dakika yürüme mesafesinde olduğu için çok rahat ettik. Bu arada Tostçu Erol, sabah 8 den sonra açılıyor ve çay 8.30 a doğru hazır oluyor ama benim tavsiyem, mümkünse 9 dan sonraya bırakmayın çünkü inanılmaz kalabalık oluyor ve tostlar geç hazır olduğu için (mükemmel pişirim) çok bekleyip, kriz geçirebilirsiniz. Online sipariş de verebilir ve geldiğinizde hazır olmasını sağlayabilirsiniz. Kaç tane online sipariş verilen ve siparişlerin online takip edilebileceği tostçu tanıyorsunuz? Tostların fotoğrafta görüldüğü gibi çok büyük olduğunu ve gün boyu sık aralıklarla bir şeyler yiyeceğinizi göz önüne alarak sipariş vermenizi tavsiye ederim. En popüler olan ATOM Tost, 18 TL. Afiyet olsun, gerçekten güzeldi.

Eğer birden fazla sabahınız varsa, diğer sabahı Beyran ve/veya Ciğer ve katmere ayırmalısınız, ben tercihimi Beyrandan yana kullanıp Metanet de Beyran içtim, eşim ise başka yerde ciğer tercih etti, Can hepsini! Metanet Beyran ile ilgili trip advisor yorumları için lütfen tıklayın.  Bakırcılar Çarşısından düz inin, Tahmis Kahvesi’nin önünden geçip, sokağın ucundan sağa dönün, bir sonraki köşeyi dönünce hem Metanet Beyran hem Metanet Katmer karşınıza çıkacak. Beyran ile ilgili olarak söylenen herşey doğru, çorba değil resmen ‘yemek’ ve çok tok tutuyor, ben o tabakla sabah 8.30 dan öğlen 3’e kadar acıkmadım. Tek eleştirim, ‘az Beyran’ kavramı olmaması, halbuki ben bunun yarısını tercih ederdim ama adamlar bölmüyor.

Metanet Beyran’a kadar gittiyseniz hemen karşı dükkanındaki Metanet Katmer‘de katmer yemeyi atlamayın sakın. İnsanlar hem burada hem de Zekeriya Usta‘da paket yaptırtıp derin dondurucuya atıyormuş katmerlerini ama açıkcası biz o topa hiç girmedik; yediğimizi orada yedik, zaten baklava taşıyoruz bir de katmer taşıyamıyacağım!

Aşağıdaki fotoda sağdaki Metanet’in Katmeri, soldaki Katmerci Zekeriya’nın. İkisi de güzel ve ikisi de benim için şekerli, ben tatlı sevmem normalde ama bu katmerden yiyebiliyorum gene de. Bu arada, katmerler büyük, o yüzden sipariş verirken düşünerek verin, biz 3 kişi zor bitiriyoruz, bir bölüm insan yanında süt içiyor ama bilmediğimiz açık süt olduğu için biz çay tercih ettik, karar sizin.

Ciğer yemek için seçenekleriniz geniş, üşenmiyorsanız ve erkenciyseniz ‘en geç sabah 7 de bitiyor’ denen Meşhur Ciğerci Ali Haydar Usta‘ya gidebilirsiniz; zaten linkteki Instagram hesabında da göreceğiniz gibi, Pazar-Pazartesi hariç diğer günler sabah 4.30-08.00 arası hizmette! Valla biz gidemedik, giderseniz izlenimlerinizi bekleriz. Biz ciğeri, pazar günü Katmerci Zekeriya’nın yan sokaklarına kurulan sokak mangallarından yedik, gayet de güzeldi, nohut dürüm ya da ciğer kavurma da deneyebilirsiniz.

Bey Mahallesi:

Sabah karınlar doyduktan sonraki ilk durağımız Bey Mahallesi… Hem kalabalıklar bastırmadan rahatça gezmek istiyoruz hem de sabah kahvemizi oradaki şirin cafelerden birinde içtikten sonra amacımız Zeki İnal‘da Şöbiyet yedikten sonra Zeugma Mozaik Müzesine gitmek ve öğlen yemeği için çok kalabalık olmadan Kebapçı Halil Usta‘ya ulaşmak. BU ROTAYI ZAMANI KISITLI OLAN HERKESE ÖNERİRİM.

Bey Mahallesi, Gaziantep’te mutlaka görmeniz gereken bir mahalle, içinde pek çok eski konaktan çevrilme kafe, otel, müze barındırıyor. Biz geçen geldiğimizde de buradaki müzeleri gezmiştik ama gene de gittik ve tekrar dolaştık, küçük ama gerçekten gezilmeye değer müzeler var: Oyun ve Oyuncak Müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Atatürk Anı Müzesi, Ali İhsan Göğüş Müzesi gibi. Planlarımdan biri Bey Mahallesini gezdikten sonra, müzelerin özellikle ikinci katlarından görebildiğiniz Kurtuluş Camiine gitmekti ama onu yapamadık; içimde kaldı, camii ile ilgili detaylı bilgiyi şu linkten bulabilirsiniz, benim çok ilgimi çekiyor o camii.

Bey Mahallesi sokakları ve uzaktan gözüken Kurtuluş Camii:

Oyun ve Oyuncak Müzesinin kuruluş aşamasında Göztepe Oyuncak Müzesinin de kurucusu Sayın Sunay Akın’ın danışmanlık yaptığını biliyor muydunuz? Bu sefer gittiğimizde müzenin mağara bölümü kapalıydı ama sizin şansınıza açık olursa çok daha eğlenceli bir tur olabilir. Geçen seneki şu yazımda detaylı bilgi bulabilirsiniz.

Atatürk Anı Evini atlamayın ve mümkünse kalabalıklar bastırmadan gezin, zaten tüm bu küçük müzeler yanyana, aynı sokak içinde. Atatürk’ün Gaziantep’e geldiğinde yattığı yatak, kullandığı kahve fincanı gibi ayrıntıları görebilir, o günler ile ilgili ayrıntılı bilgiler edinebilirsiniz.

Bey Mahallesindeki müzeleri bitirdikten sonra sabah kahvemiz için son dönemlerin İnstagram fenomeni haline gelen Papirüs Cafe’ye gittik; eski bir Ermeni Konağı olan cafe, 2 ayrı bina ve ortada bir avludan oluşuyor, asıl ünlü olan ve gerçekten muhteşem süslemeleri olan, muhteşem konak binasına küçük gruplar olarak çıkıyorsunuz çünkü çok harap, umarım iyi bir restorasyona girer, havanın durumuna göre ister avluda isterseniz de sobanın sıcacık yaptığı kapalı odasında birşeyler içebilir, oradaki bey ile sohbet edebilirsiniz; ayak üstü bize bir sürü tavsiye verdi, sonra da fotoğraf çekmemiz için karşı binaya gönderdi, burası gerçekten muhteşem, sadece o pencere önünde ‘instagram fenomeni’ pozu vermeyin, odalardaki, tavandaki, kapı üzerindeki işlemeleri mutlaka ama mutlaka inceleyin.

Bey Mahallesinin dar sokaklarında gezinip, birbirinden güzel cafeleri keşfettiyseniz şimdi ara sokaklardan Kendirli Gazi Kültür Merkezi‘ne inebilir, her saat olan ve Kurtuluş Savaşının Antepli Kahramanlarının tanıtıldığı gösteriyi izleyebilirsiniz, biz geçen sefer izlediğimiz için bu sefer girmedik ve direk Zeki İnal ‘a gittik, unutmadan, Zeki İnal pazar günleri kapalı, şöbiyetinizi cumartesi yiyin; anlamadığım bir sebeple yarım porsiyon şöbiyet yarım porsiyon fıstıklı baklava ve 1 şişe suya 20 TL gibi bir şey verdik ki bence çoktu, güzeldi ama çoktu, haberiniz olsun.

Zeki İnal’dan sonraki durağımız Zeugma Mozaik Müzesi, taksi 15 TL gibi bir şey tutuyor…. Bunun devamı bir sonraki yazıda çünkü taksicinin inanılmaz bir hikayesi vardı:)

Yorumlar

3 Paylaşımlar