Başlığı böyle atınca sanki her sokağı şarap kokuları ile dolu gibi düşünülmesin ama sabah yürüyüşlerim sırasında denk geldiğim, özellikle de Rum Mahallesi sokaklarında, o üzümlerin ezilmesi, şarap haline dönüşürkenki kokusu sizi sizden alabilir, demedi demeyin:)
Bu bir rehber sayılmaz, kendime anı bırakırken belki sizler için de hoş bir göz gezdirme olabilir… Bir önceki yazıda, Bozcaada Plajları ve genel olarak Konaklama ile ilgili izlenimlerimi yazmıştım, bu sefer aslında sadece sokaklarda gördüğüm resimleri paylaşmak istiyorum, yanına da biraz diğer izlenimlerim…
Bozcaada, hiç acele etmemeniz gereken, hayatı çok yavaş yaşamanız gereken bir yer izlenimi bıraktı bana, öyle ki zaten küçücük bir ada, sabahları kalkayım yürüyüş yapayım dediğinizde merkezin hemen her sokağına girip çıkmanız maksimum 40-45 dakika sürüyor ve ikinci üçüncü sabah ‘eee gene aynısı yatsam mı aşağı?’ diyorsunuz . Mutlaka ama mutlaka sokaklara dalın, çok zevkli, çok özenli kapılar, duvarlar göreceğinize eminim. Hatta kalabalıklar basmadan sabahları gezmek çok daha güzel.
Adanın sokaklarındaki çoğu duvar ve kapı o kadar güzel ki, fotoğraf çekmelere doyamayacaksınız.
Restoranlar, kafeler ve kahvecilerle dolu Bozcaada, bu güzel duvar resimleri ve süslemeler pek çoğunun duvarlarını süslüyor ama siz nerede ne yiyip içeceğinize ister bu resimlere göre, isterseniz aldığınız duyumlara göre karar verin. Biz, önceden kararlaştırdığımız ve gerçekten memnun kaldığımız yerlerde yedik akşam yemeklerimizi, adaya geliş sebeplerimizden biri, zaten meşhur akşam sofraları idi ve çok net söyleyebilirim ki, Bozcaada, bütün yaz gezdiğimiz yerler arasında en pahalı yerlerden biri idi, akşam yemekleri için -eğer içkili, deniz mahsullü istiyorsanız- en az 300 TL yi gözden çıkarmalısınız, ama bunun yanında, esnaf lokantası gibi olan mekanlar da var, hatta biz sahilde parkın orada bir lokantada yedik bir akşam ve hem fiyat olarak çok uygundu hem de lezzetli, tencere yemekleri idi.
Yemek olarak denediğimiz ve daha gelmeden çok övgülerini duyduğumuz iki yer, Asma6 ve Yalova Restorandı ve ikisinde de gelmeden önce rezervasyonumuzu yapmıştım, hatta daha otel bile belli değilken akşam yemekleri için tercih edilen yerler hazırdı:) Şöyle diyeyim, kesinlikle ama kesinlikle ikisinden de pişman değiliz, yediğimiz her şey çok çok lezzetli ve güzeldi ve daha uzun süre kalacak olsak menüdeki diğer şeyleri de tatmak isterdik. Bir de şöyle bir şey var, siz kendi imkanlarınızla, kendi bütçeniz dahilinde tatil yapan kişilerden olunca, instagramda gördüğünüz o mükellef sofraları göremezsiniz bizde, en çok neleri seviyor ya da merak ediyorsak o olur masamızda, ‘Enflasyonla Topyekün Mücadele’ gibi bir şey:)
Yalova Restoran hakikaten listenizde olması gereken bir yer bence, hakkında yazılan her şeyi hak ediyor ve özellikle önceden rezervasyon yapılması gereken bir yer. Asma6 da kale manzarası ile, denize sıfır oluşu ile ve lezzetli mezeleri ve balıkları ile aklımızda güzel bir köşeye yerleşti, sahibesi Esra Hanım her konukla tek tek ilgileniyordu. Sadece deniz kenarı olduğu için biraz daha esintili olduğunu unutmayın.
Bunun dışında bir akşam dediğim gibi esnaf lokantasında yedik ve hepimiz farklı şeyler seçmemize rağmen, hepsinden memnun kaldık.
Ya da kendinizi kalabalıklara bırakıp, sokak aralarında, asmalar altında, birbirine benzeyen ve hepsi de güzel gözüken minik meyhane/restoranlardan birine oturabilirsiniz.
Vahit’in Yeri‘ni unutmamak lazım, kimi çok beğeniyor kimi beğenmiyor ama görünüş çok lezzetli olmasına rağmen bizim karnımız çok tok olduğu için zamanı uydurup gidemedik, Ayazma Plajı’nda hemen , bir akşam üzeri rakısı güzel giderdi, bir dahaki sefere inşallah.
Bozcaada’da 3. nesil kahveciler de var hatta kimisi çok methedildi ama açıkcası Çınaraltı’nda, meydanda bir Türk Kahvesi içmek varken biz denemedik, eğer seviyorsanız hem sağdaki hem soldaki sokaklarda çok hoş kahveciler var.
Sokaklara geri dönersek, çok güzelsin Bozcaada sokakları, çok özenlisin, insanların çok duyarlı, başka bir gezegene ait gibisin ve evet GENE GELECEK BEN!
Bozcaada’dan ne alınır?
Bir kere şarap almadan dönülmez, orası kesin! Arabayla gitmek o yüzden çok gerekli, biz hem Talay‘dan hem Ataol‘dan aldık ve Corvous Şaraplarında gözümüz kaldı; özellikle adaya has üzümlere öncelik verdik ve bagajı doldurduk geldik. Tabi ki kasa ile üzüm almayı da unutmamak gerekiyor. Benim adadan aldığım diğer şey ise, Can için şerbetler idi, daha doğrusu doğal meyve suları ve keşke daha fazla alsaymışım, son derece doğal yöntemlerle ve çeşitli faydaları olan şerbetlerden almayı unutmayın.
Bozcaada kurabiyelerini çok methettiler ama ben tatlıcı olmadığım için (sürekli pasta yapan biri olmama rağmen), yorum yapamayacağım, adet yerini bulsun diye tadımlık aldık ama Kavala Kurabiyesinden farkı yok gibi geldi bize? Sonuçta aynı denizin insanlarının ürünleri. Ama adadayken özellikle Çiçek Fırını mutlaka ziyaret edin, sabah kahvaltısı için ya da plaja yanınıza almak için.
Bunun dışında ben klasik olarak magnet aldım, koleksiyon yaptığım için ve adada en beğendiğim dükkanlardan biri de Şarap Takıları Dükkanı, kesinlikle tam benlik bir yerdi, zaten tüm Bozcaada magnetlerimi de oradan aldım, Şarap dostu bir insansanız mutlaka bu dükkana uğramalısınız. Şuraya Tripadvisor yorumlarını bırakıyorum, tık, tık…
Bozcaada’da akşam yemekten sonra keyifle oturulacak mekanlardan biri de Bakkal , kokteylleri gayet başarılı bulduk biz, Can da limonatasını:) Çocuk da bizimle beraber her şeyi deneyimliyor:) Sandalyeler, dekor, masalar hatta kapı önü oturmalık yerler çok şirin, Bozcaada kafasına çok uygun bir mekan, biz sevdik.
Sonuçta şunu diyebilirim ki, bunca sene gitmemekle gerçekten hata yapmışız, bu kadar yakınımızda, bu kadar bizden değilmiş gibi duran bir yer var ve biz gitmemişiz! Lütfen böyle kal Bozcaada, değişme ve GENE GELECEK BEN!