Serengeti Park – Almanya

0 Paylaşımlar

Bayramı da kapsayan hem iş hem tatil amaçlı Avrupa turumuzun en güzel günlerinden birini Serengeti Park’ta geçirdiğimiz için öncelikle burayı yazmak istedim. Bremen’e gitmeden önce incelediğim bloglardan birinde ‘Serengeti Park’ tan bahsedildiğini okuyunca direk sitesini inceledim ve Can’ın buraya bayılacağını anladım:) Nitekim doğru çıktı; muhteşem bir gün geçirdik ailecek hem de çok sıcak, güneşli bir günde!

Serengeti Park’ la ilgili bilgileri bu linkten bulabilirsiniz : Serengeti Park

Bremen’de konakladığımız için sabah kahvaltısından sonra yola çıktık; araba kiraladığımız için ulaşımımızı kendi arabamızla gerçekleştirdik; tren ya da otobüsle de ulaşım varmış ama imkanınız varsa kendi arabanız çok daha rahat olacaktır. Parka ulaşmak için Bremen’den Hamburg-Hannover yönüne devam edip oradan Hodenhagen’e dönüyorsunuz; Tabelaları çok iyi takip edin, belli bir süre sonra -kasabanın içine girdiğinizde- bizim gibi şaşırıp boş yere 5-10 dakika vakit kaybedebilirsiniz çünkü tabelalardan biri yürüyüş yolunu gösteriyor:) ve diğer yol da sanki gene otobana çıkıyormuş gibi duruyor; merak etmeyin devam edin, yol sizi parkın girişine götürecek. Bizim gittiğimiz gün ‘Survivor Run’ varmış ve inanılmaz bir kalabalık vardı, çoluk-çocuk, aileler, şirketler, gruplar oluşturmuşlar ve inanılmaz ama neredeyse tüm gün koştular! Survivor Run nedeniyle parka giriş ve otopark çok kalabalıktı; neredeyse tarlalara park ettik diyebilirim.

Serengeti Park ucuz bir yer değil ama kesinlikle her kuruşunu hak eden bir yer. Ödediğiniz ücrete içerdeki herşey -yemek ve içecek hariç- dahil; yalnız iki tür bilet satılıyor. Dilerseniz parkı kendi arabanızla gezebiliyorsunuz ve durulabilecek noktalarda arabanızdan inip hayvanları yakından görebiliyorsunuz ya da biraz daha fazla ödeyip parkın özel safari otobüsü ile tur atabiliyorsunuz; aynı şekilde otobüs de durulabilecek noktalarda duruyor ve inebiliyorsunuz. Biz Can istediği için otobüsle dolaşmayı seçtik; zaten park o kadar kalabalıktı ki arabalar milim milim ilerliyordu. Sonradan öğrendik ki zaten istesek de arabayla gezemezmişiz çünkü üstü açılabilen arabalar ile yasakmış (bazı bölgelerde camlarınızı sıkı sıkı kapatmanız uyarısı var zaten; vahşi hayvanların ortasından geçiyorsunuz) . Arabayla gezmeyi tercih ederseniz öğleden sonra araba güzergahının çok sakin olduğunu gördük; kapanış saatine yakın dolaşan 2-3 araba vardı; belki öyle tercih edersiniz? Arabayla gezecekseniz -her ne kadar yasak olsa da- arabanızda havuç, elma gibi şeyler olursa camlarından uzatıp hayvanları besleyebilirsiniz; pek çok arabalı yapıyordu -tabi ki aslanları değil, develeri, keçileri falan- .

Biz yemeği orada yeriz diye yanımızda sadece su götürdük ama gördük ki yerel halk bir piknik alanı olarak görüyor ve çimenlerin üzerinde, göl kenarlarında piknik örtülerini yayıp piknik yapıyorlar. Tabi ki bizim gibi mangal yapan yok, herkes sandviçlerini ya da salatalarını hazırlayıp gelmiş.

 

Serengeti Park’a giden yol ve parkın girişi:

Safari Park’ta yapabileceğiniz çok fazla şey var; bir çeşit Disneyland-Hayvanat Bahçesi karşımı diyebiliriz. Biz haftasonu gittiğimiz ve aynı zamanda Survivor Run’a denk geldiğimiz için aşırı kalabalıktı ve safari otobüsü sırasında yaklaşık 30-35 dakika bekledik; sürekli otobüs geldiği için sıra çabuk ilerliyordu, siz düşünün nasıl kuyruk olduğunu:) Biz de beklerken böyle eğlendik:)

Otobüse binince yerlerimize oturduk ve parkın girişindeki kalabalığı atlatıp hayvanların serbestçe dolandığı park alanındaki araba konvoyları arasında yer aldık; parkın kendi otobüsleri bazı yerlerde inci gibi dizilen arabaları (!) geçebiliyor.  Tur otobüsümüzün ilk durağında bizi ceylanlar, keçiler, eşşekler  karşıladı bir de tabi ki yem satan kulübe! Biz de paramızı ödeyip yemlerimizi aldık ve belirtilen süre boyunca hayvanları sevdik.

Kendi arabanızla gezmenizin en güzel yanı, bu duraklarda istediğiniz kadar durabilirsiniz; biz ise otobüs şoförünün verdiği süre sonunda aklımız bunlarda kala kala otobüse geri döndük. Tura devam! Bir zürafanın gözlerine onunla aynı yükseklikten bakmak ise çok değişik bir duygu!

1 saat süren otobüs turumuzda başka neler gördük:

Otobüs turundan sonra parkı kendimiz keşfe çıktık. Park sadece hayvanlardan ibaret değil, koskocaman bir alan ve çok güzel aktiviteler var. Kimisinde çok kuyruk vardı, kimisi bizim için fazlasıyla heyecanlıydı o yüzden bir kaç tanesini atladık ve hoşumuza gidenlerde çok çok eğlendik; o alanı gördüğümde zaten o parktan kapanış saatinde ancak çıkabileceğimizi anladım!

ser2

Miami bataklıklarındaymışçasına çılgın bir Aquasafariye ne dersiniz?

Parka tepeden bakmak ister misiniz?

Ya da jeep safari ile hayvanlara daha da yakından bakmak?

Bir daha Serengeti Park’a gitsek -ki gerçekten tekrar gidilebilir bir yer- kesinlikle 1 gece parkta konaklamayı tercih ederdim; sitesinden de inceleyebileceğiniz gibi değişik alternatifleri var, kesinlikle bir otel binası dikip yapay bir ortam yaratmamışlar; hayvanların ortasındaki konaklama seçeneklerinden birini seçiyorsunuz.

Eğer o civarlara bir seyahat planlıyorsanız kesinlikle gidin derim!

Yorumlar

0 Paylaşımlar