İstanbul’da bir vaha: Atatürk Arboretumu

0 Paylaşımlar

İnstagram hayatımıza gireli beri çoğunluğumuz daha önce bilmediğimiz ya da bildiğimiz halde burun kıvırdığımız, gitmediğimiz yerleri tekrar keşfeder olduk hatta daha da bilinmelerini sağladık. Atatürk Arboretumu da bunlardan biri. Son 2 senedir sonbaharda instagram orada çekilmiş resimlerle dolup taşıyor, doğal olarak daha çok insan gidiyor ama şöyle bir güzellik var ki, alan o kadar geniş ki çok insan gelse bile 1-2 fotoğraflık klasik nokta hariç aşırı kalabalık durmuyor.

Biz de sonbaharın en güzel renklerini yakalayabilmek için İstanbul’un son güzel günlerinde bir Cumartesi öğleden sonra gittik. Şimdi öncelikle şunu söylemeli: Mümkünse hafta içi gidin, eğer hafta içi gitmek gibi bir şansınız yoksa, haftasonu sabah saatlerinde gidin, kalabalık bastırmadan geri dönün. Cumartesi saat 4 gibi vardığımızda inanılmaz bir giriş kuyruğu ve otopark problemi vardı; ücretsiz otopark yetersiz geldiğinden yolun iki tarafı da otopark olarak kullanılıyordu. İkinci bir uyarı, girişte kredi kartı yok, nakit olarak ödemelisiniz ve içeride de her hangi bir büfe/cafe yok; zaten içeriye su hariç yiyecek-içecek sokmak yasak (hesapta tabi ki, o kalabalıkta hiç kimseyi kontrol etmiyorlar ve içeride küçük çaplı piknik yapan 1-2 aile vardı). Aynı zamanda bisiklet, scooter vs de yasak. Giriş ücreti hafta içi 5 TL, haftasonu 15 TL. Pazartesi günleri kapalı olan Atatürk Arboretumu ile ilgili daha fazla bilgiyi şu linkten bulabilirsiniz.

Özellikle haftasonları pek çok fotoğraf klubü ve düğün fotoğraf çekimi görebileceğiniz Atatürk Arboretumunu özellikle sonbaharda görmek lazım; mutlaka uygun bir ayakkabı giyin, çocukla gidiyorsanız bizim gibi yanınızda büyüteç götürürseniz çocuklar da eğlenebilir. Biz tamamını gezemedik ama gezdiğimiz kadarı bile muhteşemdi. Bizim bilim insanı iş başında:

Kapıdan girişte sizi karşılayan manzara ve güneş batarken çıkıştan aynı manzaraya bakış:

Sosyal Medya için biraz fotoğraf çekilelim mi? Fotoğraf çekeni çekeriz:)

Fotoğraf çekmeye doyamıyorduk:

İnsanların yoğun olduğu yerlerden biraz uzaklaşınca insanda ‘yalnızlık’, ‘hüzün’ , ‘terkedilmişlik’ duyguları uyandır mıyor mu?

Mutlaka ama mutlaka alabildiğiniz kadar kuru yaprak alıp, havaya fırlatın; sosyal medya için değil, kendiniz için…

Atatürk Arboretumu yurtdışında belki sıradan bir park olabilirdi, benzeri çok fazla ‘standart park’ görmüş olabilirsiniz ama şu bir gerçek ki, ülkemize ‘özel’ bir yer olmasa orayı da leş gibi, pislik içinde bırakırız; o yüzden mümkünse böyle kalsın, piknik, top vs yasak olsun.

Bu tip güzel yerlerin azalması değil, çoğalması dileğiyle…

Yorumlar

0 Paylaşımlar